13 Kasım 2008 Perşembe

gece gece

Can dündar, Mustafa, Turgut Özakman, 32.gün falan diye konuşunca ZB ile, Can Dündar'ın bugünkü yazısını okuyup yeniden telefon etmek istedim. Odamızı aradım ama sanki sesini değiştirmiş birisi alo dedi, ben de ZB'cim sanım, "aşkım?!" dedim ama dememle fırçayı yemem bir oldu. Yanlış numara düşmüş. Nasıl oldu bilmiyorum çünkü telefonda kayıtlı numarayı aradım önceden aranmışlar arasından seçip. Adamın hastası varmış bu saatte aranır mıymış? Ben de korktum bi an, bi de hep hödüklük edip insanın yüzüne kapatan yanlış numara arayıcılarından olmamak için özür dilemeye başladım.
- Afedersiniz yanlışlıkla oldu.
- Yanlışlıkla ama gecenin kaçında arıyorsunuz?
Sanki adamı aradım gecenin kaçında! Annemi arıyorum allaan hödüğü, ister gecenin 1'inde ararım ister sabahın 4'ünde sana mı sorucam? demedim tabii
- Özür dilerim yanlışlıkla oldu.
- Hastam var benim bu saatte aranır mı?
Hayvanoğlu hayvan, hastan falan da yoktur kesin uykundan uyandığın için palavra atmışsındır. Hastası olan adam o saatte çalan telefonda o kadar konuşur mu? Hadi o saatte telefon çaldı, bari bi de ben gürültü yapmıyım diyip bi an önce kapatılır hasta olan evdeki telefon. Gerizekalı adam!

Sinirlenince feci oluyorum, kamburum çıkıyo, tırnaklarım uzuyo, gözlerim kan kırmızısı oluyo, e sesime de yansıyo tabii!
- İstemeden oldu işte, iyi geceler! Küt!!

Sonra adamın olmayan hastasını uyandırmamak için cepten aradım annemi. Ulan Telekom!!!

Hiç yorum yok: