10 Ocak 2009 Cumartesi

boğazımda düğümlenen...

giderken bana verdiğin defteri açtım şimdi. senin el yazın, senin harflerin, senin cümlelerin... kokun bile geldi sanki içinden.. çok özledim seni tüm şımarıklığına rağmen... en çok ne koydu biliyo musun kanka.. sana yazayım diye verdiğin o deftere yazdıklarımı okumamış olman koydu. gerçi okusan da... çok farklı tarzları olan iki insan olduğumuz için anlar mıydın beni bilmiyorum, anlardın sanırım, hep anladın ki.. ben de hep anladım.. şimdi de anlıyorum işin kötüsü, ama yanlış anladığını sana farkettirecek halim yok şu sıralar. Az kaldı, hayat yoluna girerse eğer, çok az kaldı yeniden toparlamama herşeyi. Seni de sımsıkı tutucam kolundan o zaman, o zaman yine 5 saat susmadan ve aynı anda konuşucaz, korkucak insanlar çenemizden =) olmazsa da, olmaz be kanka naapalım, sen biliyosun ne çok sevildiğini nasıl olsa!

sieee!!!

Terk mi edildim, terk mi ettim bilmiyorum. Yok yok, sevgilisel değil kankasal durumlar. Her neyse, artık bi kankam yok. Zaten oluşuna da çok şaşırıyodum. Bi tek bi girlfriend'im var o da teee İtalya'da, long-distance-relationship zor be anam...bi de girl friend yani. peeeh!

6 Ocak 2009 Salı

Kutu kutu pense, elmamı...

Usb'den taktım HP F380'i, yeni donanım bulundu bile demedi. Açtım text editor'le istediğim dosyayı, yazdır dedim yazdırdı. Ben bu Elma'yu sevmiyim da naapiyim!

buuuuz!

Dün yorganın altında zangırdayarak geçirdiğim iki saatin sonucu olarak sanırım, bu sabah gözümü açtığımda bademciklerimin kulaklarımdan fırlayacak kadar kocaman olduğunu, yutkunmanın acı veren bir eylem olduğunu, burnumu kullanarak nefes almaya çalışmanın anlamsız olduğunu ve beynimin sünger gibi olduğu farketmiş bulunmaktayım. Hayırlara vesile olsun, hastayım efenim...