24 Ocak 2009 Cumartesi

orda kaça?

Kimdi bilmiyorum şimdi ama biri external harddisk sormuştu bana orda fiyatlar nasıl diye. Aha tam da şimdi elimde indirim kataloğu var Staples'in,

1000GB --> 88 euro
Hem 250GB hem de 500 GB --> 55 euro

Karşılaştırmak için Mavi bilgisayarın web sayfasına baktım, 1000GB -->219 YTL imiş. Euro kurunu 2,2 varsayıp hesaplasak çok ciddi bi fark çıkmıyo.

Bilginize...

Halley ya ya yaa!

Hayatımın ilk arnavut ciğerisini yapmış bulunmaktayım. Bence güzel oldu ama bu defa Pi'nin dediği gibi insanlar yemeği yememek için parmaklarını yediler sanırım =) Yanına da ilk soğan salatamı yaptım, çok kıytırık oldu. Zaten ciğer de hiç düzgün olmadı ama ben o kadar uğraştıktan sonra bi de açlığın verdiği şevkle afiyetle yedim. Şimdi de odama geldim, burada hep istediğim ama bakkala gidince almayı unuttuğum, Tr'de de hiç aklıma gelmeyen şeyi olmıştım bugün bakkaldan, onu yiyorum afiyetle, yanına da çayım olsun diye bekliyorum ama çaydanlığım kırıldıktan sonra yenisini almadığım için sallama çay falan filan. Neyse efenim ne diyoruuuuz: YAŞASIN HALLEY! =)

21 Ocak 2009 Çarşamba

hani?

Hayat sadece benimle mi böyle dalga geçercesine oyun oynuyor yoksa herkesle böyle ama insanlar çaktırmıyorlar mı? Yok canım bu kadar değildir! Kendimi dik tutmaktan yorgun düşüyorum bazen, hani uzun süre bişiy taşırsın elinde de kolun ağrır ama yine de bırakamazsın ya, öyle işte...

son gönderdikleriniz de iyi değil

İşi gücü bıraktım yüksek çözünürlüklü resim derdine düştüm bi de! hay allah sizi uçurtma gibi yapsın salım salım sallanasınız güneş rüzgarlarında e mi! Yok işte anacım yok daha yüksek çözünürlüklüsü! Sonunda kendim çizicem o olacak yani! Eöööhhhh!

18 Ocak 2009 Pazar

tren

çözüm bulundu! ben trenle gidicem, o arabayı aldıktan sonra gelip beni tren garından alıcak. Ama benim öğrenci biletim o mesafeyi kapsıyor mu bilmiyoruz işte. Bi ihtimal tren garından sorup öğrenebilirim bunu, veya riski göze alıp kimseye bişiy demeden binerim trene, biletçi amca gelir bişiy derse o zaman tatı cadılık ederim, işe yaramazsa cadalozluk ederim, o da işe yaramazsa paşa paşa öderim cezayı naapalım yani. Hep sevmişimdir zaten tren yolculuklarını. Kısa da olsa trene binmek iyi gelir sanırım, umarım, lütfen...

utangaç hediyeler

Aslında bu insanlar(arkadaşım anne-babası) beni giderken havaalanına bırakmışlardı, ben de onlara bi şişe şarap getirmiştim gelirken. Ama benim öyle garip bi huyum var ki insanlara aldığım hediyeleri vermeye utanıyorum. Bi yere bırakıp gitmek, sonra da senin odanın/evinin/arabanın şurasına bişiy bıraktım demek daha rahat geliyo. Yoksa gidip elden veremiyorum, manyak gibi utanıyorum. Bu durum sıklıkla burdan Tr'ye götürdüğüm çikolatalarda falan oluyo. Burda günlerce liste yapıyorum kimseyi unutmıyım diye, herkesin sevdiği türü falan not edip ona göre alıyorum, sonra gidince verene kadar karnıma ağrılar giriyo. Bi de burda Maria'ya taa geçen yaz dönüşü aldığım hediye var, hala veremedim hatuna. Şimdi yılbaşı nedeniyle veriyim dedim ama yine veremiycem sanırım. Bi insan hediye almayı bu kadar sevip onu vermekten nasıl bu kadar utanır ki? Ha doğumgünleri başka ama, o zaman utanıp sıkılmıyorum bi tek...

anababa ebevyn parents her ne zıkkımsa o işte

Birazdan patlıycam sanırım!

İçim daralıyo. Hapsedilmiş gibi hissediyorum kendimi. Ama dışarı çıkmak da istemiyorum. Rezalet bi soğuk var çünkü! Ve ben artık üşümekten yoruldum resmen. Arkadaşım anababasını aradı (bu ne yaa ana-baba, parents işte, ebevyn de denilmiyo, grrrr!) arabayla gelip bunu alacaklarmış sonra bu babasından arabayı alıp fotoğraf çekmeye gidecekmiş ben de onlarla gidecekmişim. Ya insanlar ingilizce bilmiyor, ben de almanca konuşamıyorum o salak bebenin yanında çünkü gülüp duruyo, salak işte. İstemiyorum gitmek, kimseyi görmek falan istemiyorum. Kimseye antipatik şekilde gözlerimi dikip öküz gibi bakmak istemiyorum, tanımadığı ben hakkında sırf konuşamıyorum diye yargılarda bulunmasını istemiyorum o koca popoplu annesinin, istemiyorum işte yaa! Ama istemiyorum diyince, çocukluk etme onlar da insan seni yemezler merak etme, diyo. Evet yemezler ama ben geberiyorum ölüyorum stresten yaa, istemiyorum işte!