10 Ocak 2009 Cumartesi

boğazımda düğümlenen...

giderken bana verdiğin defteri açtım şimdi. senin el yazın, senin harflerin, senin cümlelerin... kokun bile geldi sanki içinden.. çok özledim seni tüm şımarıklığına rağmen... en çok ne koydu biliyo musun kanka.. sana yazayım diye verdiğin o deftere yazdıklarımı okumamış olman koydu. gerçi okusan da... çok farklı tarzları olan iki insan olduğumuz için anlar mıydın beni bilmiyorum, anlardın sanırım, hep anladın ki.. ben de hep anladım.. şimdi de anlıyorum işin kötüsü, ama yanlış anladığını sana farkettirecek halim yok şu sıralar. Az kaldı, hayat yoluna girerse eğer, çok az kaldı yeniden toparlamama herşeyi. Seni de sımsıkı tutucam kolundan o zaman, o zaman yine 5 saat susmadan ve aynı anda konuşucaz, korkucak insanlar çenemizden =) olmazsa da, olmaz be kanka naapalım, sen biliyosun ne çok sevildiğini nasıl olsa!

Hiç yorum yok: