3 Aralık 2008 Çarşamba

şeytan diyo ki!

içim daraldı: uçak, bilet, tarih, aktarma, plan, program, kayseri, istanbul, seminer, toplantı, fındık, fıstık...

semineri vermek zorunda olmasan gitmek istediğimden bile emin değilim şu anda. İstediğim için, beni mutlu edeceği için yapacağım şey yük oldu bi anda sırtıma.

Kendimi çalışma masasının çekmecelerinden birine koymak istiyorum iyice katlayıp katlayıp.

Yine herkesi birden nasıl mutlu ederim dertler geldi bindi tepeme. Herkes kendisi ile ilgilenilmesini istiyor, neden, beni sevdikleri için. Bırakın da ben hepinizle elimden geldiği gibi ilgileneyim, nedir bu baskı? Bunu kime söylesen, "Ay haklısın gerçekten, gel biz seninle bilmem ne yapalım" diyo, şaka gibi! ya da "ay bende miii?" ay evet, sen deee! diyemiyorum tabii. Dememem gerek. Heyheylerim geliyo böyle ama sonra çok özlüyorum tabii o ayrı. Ama hiç yaşama alanı bırakmıyorlar ki... Of allahım of!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Aşkımcım sen mi bensin ben mi senim bilemiyorum okudukça.
bi de şöyle bi savunma var: Gülü seven dikenine katlanır! Bu ne salak bi laf yarabbi kesinlikle benim atalarımdan diil bu laf ondan eminim. Ulan şebek! dikene dikkat etsen katlanmak zorunda kalmazsın demek gelir içimden.